21 Haziran 2014 Cumartesi

SABETAYİZM HAKKINDA ARAŞTIRMALAR -1

Selaniklilerin önyargısız ve antisemit gerçek hikâyesini öğrenmek için İslam Ansiklopedisi’nin ilgili maddesi ve İbrahim Alâeddin Gövsa’nın “Sabetaycılık” kitabının rehberliğinde sizi bir mezarlık ziyaretine davet ediyoruz. Bülbürderesi – Fevziye Hatun Cami’sinin avlusundan başlayarak, Fıstık ağacına kadar tırmanan yokuşun sağında özel bir mezarlık bu. Sadece geçmişini unutmayan, seçkin ailelerin gömüldüğü bir mezarlık.

Kimler yatmıyor ki burada… Azra Erhat orada, Yusuf Atılgan orada, “İzmir’de Yunan’a ilk kurşunu atan Hasan Tahsin de orada.” Meşrutiyette ve Cumhuriyette sanatta, sinemada, basında, memurlukta, devlet kademelerinde, tekstilde, tütün ticaretinde, külliyen ithalatta başı çeken ünlü aileler de burada yatıyor. İpekçiler, Dilberler, Bezmenler… Mısırlı, Bilgin, Kaptana, (Kâtibi Umumi Mithat Şükrü) Bleda, Boran, İrişik, Telci, Ogan, Duhani, Öğütmen, Kapancı ve soyadı ünlü olan veya olmayan birçok sabetayist ailelerinin yedi ceddi bu mezarlıkta yatıyor.

Mezar taşlarının hemen, hemen hepsi resimli Kahverengi – beyaz sepya fotoğrafların çoğunda “Foto Osman Hasan” imzası okunuyor. 1930-1950 yılları arasında çok misafir kabul etmiş bir mezarlık bu. Şimdilerde yılda bir gömüleni ya var ya da yok denecek kadar az. Selanik’ten, Şam’dan, İzmir’den, Mısır’dan, gelip de orta hallileri Selamsız, Fıstık ağacı, Bağlarbaşı gibi Üsküdar’ın iç semtlerini mesken tutan, zenginleri ise, Bakırköy, Nişantaşı, Teşvikiye’de takılan “Dönmelere ait bir mezarlık bu.” Kitabeti de hitabeti de farklı, “Fatiha” talep etmeye, şekli şemalı olmayan, fotoğraflı bir mezarlık. Sabetaycılık tarihinin tükenmiş bir tarikatı yatıyor burada. 300 yıllık bir tarih uyuyor.

Selanik mezarlığına Şeyh Mahmud Hüdai hazretlerinin müridi, 1627 tarihli “Asadar Baba” yatırına selam verilerek giriliyor. Mezarlığın altından yukarı doğru tırmanan yokuşun adı da Selanikliler Sokağı.

Mezar taşlarının çoğunda şu yazı yazıyor: “Sakladım, söylemedim derdimi, gizli uyuttum” ve kitabeleri genellikle “Ey zair (ziyaretçi) ben Selanikli falanca… şeklinde başlıyor. Kimilerinde ölünün mesleğini temsil eden semboller kazınmış. Gemi çapası, berber makası, pergel, makas, kalem, kâğıt. Kimilerinde ise: kelebek, pancar, kırlangıç, yılan, buhurdanlık motifleri işlenmiş. Bir tanesi var ki, sigara paketi şeklinde: “Dumanla karışık nefesin, bırakamadın sanki sevgilin, şimdi artık yanında, dostun sigara senin. Nur içinde yat sevgili Güzekin.” Bir başka mezar taşından ise, Selaniklilerin kültür düzeyini, ticari hedeflerini, aile ideallerini gösteren acıklı bir roman yazıyor gibi. (Aynen aktarıyoruz) “Hayatım birçok hastalıkların ıstırabına göğüs gererek mütemadi çalışmakla geçti. İngiliz, Fransız, Alman lisanlarını edebiyatına vakıf olarak öğrendim. Manchester’da büyük babamızdan tevarüs ettiğimiz ticari mevkii pek az zaman sonra kardeşim Nuri’ye terk ettim. Muvaffak yatımın varisi hakiki olan Nuri ailemi yükseltti. Ben 22 yaşında Selanik topraklarında gömüldüm. Şimdi kemiklerim bile kalmadı. İsmimi yâd için Nuri’nin mezarına resmimi koydular. Babam kardeşlerim Hüsnü ve Nuri’nin kemiklerini benim de resmimi sinesinde taşıyor”

Bugüne kadar Türk sandığımız bir kahraman da meğer bir dönmeymiş. İzmir’de işgalci düşmana ilk kurşun atan hürriyet kahramanı mukaddes şehit gazeteci “Osman Nevres (Hasan Tahsin) de burada yatıyor.

Bazı mezarlar heykel güzelliğinde, bazıları ise çok pahalı. Mesela 15 yıl önce gömülen “Osman Yümnü Mısırlı’nın” mezarı. “Muharrir Selanikli Tevfik” bütçesine göre daha makul bir mezarlıkta. Yazgan ailesi, Atamanlar yukarılarda, Asırdide sedirlerin altındalar. Karanfil ailesi, Hatice Atiye-Suzi Bleda, Jale Dilber hiç yıkılmayacak zannıyla yapılmış şık mezarlarında komşuluk ediyorlar.

Peki, kimdir bu dönmeler? Ne kadar Yahudi ne kadar Müslüman bir cemaat bu? Duaları, ibadetleri, inanışları nedir? Bu sır, bu gizlilik, bu esrarengiz hava niye? 17.asırdan itibaren bilhassa İzmir ve Selanik’te yaşayan (genellikle ege bölgesi) Müslüman adı ve kıyafetleriyle dolaşan gizli Müslüman – Yahudi cemaati üyelerine, Osmanlı Türkleri tarafından, din değiştirdiklerini başlarına kakmak için “Dönme” denmiş. Bu lafı lisanına yakıştıramayanlar ise nezaket kastı ile onlara “Avdeti” derlermiş. Bu kelime de dönme demek.

Bir meczup: Sabetay Sevi bu gizli mezhep, İzmir’de Türkler arasında Kara – Menteş lakabıyla anılan İspanyalı muhacir Yahudi Modehay Sebi oğlu Sabetay Sevi tarafından kuruldu. Hahamlık tahsil ederken “Zohar” yorumuyla “Kabala” adı altında toplanan teosofik fikirlere merak sardıran bu genç Yahudi. O asırda zuhuru beklenen Mesih’in kendisi olduğu iddiasıyla ortaya çıkmış ve İzmir’de 1648 senesinde Mesihliğini ilan etmişse de, bu iddiasında fazla ısrar etmemiş. Fakat Mısır, Kudüs ve Atina’ya yaptığı bir geziden soran 1666’da Mesihliğini tekrar ilan etmişti. İzmir Yahudilerinden etrafında pek çok taraftar toplanmış ve şöhreti bir taraftan Budin’e, Lehistan’a diğer taraftan ise Almanya Hollanda, İngiltere ve İtalya’ya kadar yayılmıştı. Hatta İran’a kadar varan bu şöhret ve nüfuz, acem Yahudileri arasında bile bir hareket uyandırmış ve onlar: “Bizim mesihimiz geldi, artık toprak bellemeyiz” diye ayaklanmışlardır.

Musevi inanış ve ibadetinde farklar yapmaya kalkışan bu hahamın hareketini İstanbul Hahambaşılığı hoş görmeyerek, kendisini aforoz etmeye ve hatta bir rivayete göre öldürtmeye kalkışmış ve diğer taraftan Yahudilerin her gün ki dualarında padişahın adı geçen fıkrayı, “Padişahlar padişahı” ve “Davud’un oğlu Süleyman” şeklinde değiştirmesi Osmanlı hükümetinin de dikkatin çekmiş ve genç haham ancak bundan sonra takibe alınmıştı.

İzmir Yahudileri arasında türlü kargaşalara neden olan bu hahamı Sadrazam Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa önce İstanbul’a getirip hapsetti. Burada da faaliyetini sürdürünce Çanakkale’ye naklettirip Kumkale’de (Abydos) kalebend etti. Ama bu defa da Kumkale’ye Avrupa’nın çeşitli yerlerinden ziyaretçi akını başladı.

İkinci bir Mesih olmak iddiasıyla Kumkale’ye gelen ve uzun münakaşalardan sonra fikrini kabul ettiremeyen Nehemya Cohen adlı bir Lehli Haham, Sabetay’ı fesatçılık töhmetiyle hükümete ihbar etti. Bunun üzerine Sabetay Edirne’ye getirilmiş ve IV. Mehmed’in “kafes arkasından” iştirak ettiği bir divanda Sadaret Kaymakamı ve Şeyhülislamı tarafından, Moşe ben Rephael Efendi’nin tercümanlığında sorgulandı.

Hakkında ileri sürülen ithamları reddetmiş ve İslamiyet’i kabul etmek veya idam olunmak arasında tercih yapmak zorunda bırakılınca Müslüman olmuş ve Mehmed Efendi’nin adını almıştı. Kendisine 150 akçe kapı ortası tekaüdü ihsan edildiği gibi Müslüman olan arkadaşına da çavuşluk rütbesi verilmişti.

Sorgulama sırasında ki hazır cevaplığı, dilbazlığı ve cesaretiyle padişahı bile etkilemişti. Bu yüzden olsa gerek Edirne Saray’ına yerleştirildi. Artık Mehmed (Aziz) Efendi ismini taşıyan Sabetay: Vanizade Mehmed Efendi’den İslam’ı öğrenirken eski kanaatlerinden de vazgeçmiş değildi. Hiçbir zamanda vazgeçmedi. Ülkenin uzak köşelerinden, Kudüs’ten, Şam’dan, Bağdat’dan gelip ona katılan Yahudiler vardı. Padişah her nedense, Sabetay’ın faaliyetini genişletmesine ve havralarda vaaz etmesine göz yumuyordu.

Ona inananlar kendisine alenen Mesih gibi tapmaya cesaret edemeyerek, Müslüman kisvesine bürünmeyi uygun görüyorlardı. Esasen Sabetay’ın 18 emirinden 16.sında  “Göz boyamak için Müslüman gibi görünmek lüzumu” tavsiye edilmişti. Bir müddet sonra Hahambaşılığın da bastırmasıyla Sabetay’ın propagandadan men edilerek, İstanbul’a çağrıldığı ve Kuruçeşme’de ikamet zorlandığı biliniyor.

Buradan sonra Kâğıthane’de bir yere gizlene Sabetay, yine Yahudilerin şikâyeti üzerine, Arnavutluk’ta Berat şehrine sürülmüş ve beş sene yaşıdığı bu şehirde veya bir riyavete göre hava değişimi için gittiği Ülkü’nde 30 Eylül 1675’te öldü. Sabetay’ın bu kadar maceradan sonra iddiasından vazgeçerek Müslüman olması arkasından gidenler arasında şiddetli gazap ve hiddet uyandırmış ve ancak sınırlı sayıda müritleri asıl Mesih’in göğe çıkıp, Müslüman kıyafetinde dolaşan zatın onun hayali olduğuna inanarak kendisine sadık kalmışlardır. İşte bunlar Sabetay’ın vefatından sonra, yalnız zahiri değil aynı zamanda Bâtıni olduğunu iddia eden ikinci eşi Ayşe kadın etrafında Selanik’te toplanmışlardır. Bunların arasında Türkler ve Makedonyalılar da vardır. Bu kadın; kendi öz kardeşi Yakup’u güya mezarından çıkan Sabetay’dan hamile kalıp 12 yaşına erişmiş bir oğlan boyunda (Yakup) doğurmuş olduğu iddiası ile çıkmıştı.

Yakubilerin (dönmelerin ayrı bir koludur/cemaatidir.) ve Bevvab Baba’nın zuhur bu kadın, o devirde dünya da hüküm süren Mesih özlemi şevkiyle Selanik’te oğlunun Mesih şeklinde âlemde yeniden zuhur ettiğine inanan ve ona Allah imiş gibi tapan birçok taraftar bulabildi. Bunlar Yakup Sevi’ye İspanyolca “Querido” unvanını takmışlardı. Hepsinin bir Musevi adı bulunmakta beraber Müslüman adlarıyla çağrılan ve hemen, hemen tamamıyla İspanya göçmeni Yahudilerden müteşekkil bulunan bu cemaat, cumartesi günleri ateş yakmamak müstesna olmak üzere, bazı Musevi ibadet ve ayinlerine sadık kalmışlarsa da asıl Yahudilerden tamamen ayrılmış ve onlara “koferim” (kâfirler) ismini vermiştir. Neşredilmiş bazı dualardan anlaşıldığına göre ibadet dilleri İbranice, Ladino ve Latinceden mürekkep bir dildedir.

1875-77 seneleri arasında bir zamanda Selanik’de bir dönmenin tamir edilmek üzere terziye bıraktığı yeleğin cebinden çıkan bir kağıtda bulunmuş ve ilk defa oradan Selanik gazetecilerinden Sadi Levy tarafından kopya edilmiş bir vesikaya dayanır. Böyle tesadüfen ele geçen bir başka vesika da İbrahim Alâeddin Gövsa’nın Bakırköy’ünde bu cemaate ait bir kız mektebinin müdürüyken, bir kızın defteri arasında bulduğu İbranice ve İspanyolca Şabbetay Sebi’nin adı ile başlayan bir besmeledir.

Selanik’te bitişik nizam ve birinden diğerine kolaylıkla geçilebilen evlerde yaşayan bu cemaat efradının evlerinden birinde yeşil abajurlu lambaların zayıf ışığıyla aydınlatılmış gizli toplantı yerleri vardı. “Kahal” denilen bu yerlerde “Payyetan” adlı verilen din uluları tarafından dualar okunur ve “Ab-bet-din” denilen reisler tarafından vaaz edilirdir. Bu vaazlarda daima Sabetay’ın adı yüceltilirdi. Hem bu Mesih’in ve hem Yakup Querido’nun günün birinde ümmetlerini kurtaracaklarını inanışı üzerinde ısrar olunduğu gibi, genellikle iyiliğe, hayra ve fakire yardıma teşvik olunurdu ki, çoğu çalışıp zaruret ve ihtiyaç derdinden kurtulmuş bir halde yaşayan cemaat efradı kendi aralarında fakirlere iş bulurlar ve çalışmayanlara ise doğrudan doğruya yardım ederek dayanışırlardı.

Kimi kaynaklar dönmeleri üç zümre halinde inceler. Bunlardan bir görüşe göre:
1.      Doğrudan doğruya Sabetay Sevi’ye iman ederler ki, bunlara “İzmirliler” denilir.
2.      Yakup’un taraftarları ki, bunlara “Yakubi” derler.
3.      18. asırda ölen Osman Ağa müritleri ki, bunlara da “Kuniosos” ismi verilir.

Birinci zümrede ki dönmeler sakallarını, ikinciler deki dönmeler başlarını tıraş ederler. Üçüncüler ise sakallarını da saçlarını da tıraş etmezler.

Cemaat içi koltuk savaşları neticesinde, günün birinde Mustafa Çelebi adlı bir haham İzmirli Yakubileri böldü. Ayrılan zümre Sabetay’ın ölümünden tam 9 ay sonra Abdurrahman Efendi adında birinde sulbünden dünyaya gelen “Osman” isimde çocuğun vücudunda Sabetay’ın göründüğünü, çünkü çocuğun Mesih’in vefatından tam 9 ay sonra doğduğunu, hâlbuki Yakup’un onun vefatından çok evle doğmuş olduğunu iddia ediyordu. İşte bu Osman adındaki çocuktur ki, sonradan Osman Ağa – Osman Baba – Osman Bevvap isimleri ile mezhebin hâkim ve bir dereceye kadar hurafeyi bir şahsiyeti olmuştu.

Osman Bevvab’ın adına 18. asırda kurulan zümre, ticaret yoluna girerek, dünya ile temaslarını arttırmış ve büyük düşünceye, gelişmeye taraftar gibi görüşmüştür. Velhasıl zümreler arasında iki asır evvelinden başlayan çekişmeler, 19. asırın sonuna kadar kin ve nefret dalgası içinde cereyan etmiştir ki, birbirleri ile dostane temastan kaçınmışlar ve birbirlerini küçük görmeye ve alaya almaya kadar varmışlardır. Bu ayrı ve gayrılık birine mensup bir aşçı veya bakkaldan yiyecek alıp yemek, diğeri için haram sayılacak kadar ileri gitmişti.

Yakubilerde cemaatin esrarlı hayatı bir tarikat hayatı vaziyetini koruyordu. Gerçi çocuklar Türk ve Müslüman olarak terbiye görüyordu. Ortalıkta bir ayrılık ve bir cemaat hayatı bulunduğu kendilerinden şiddetle gizleniyordu. İzahat isteyen çocuklar ve gençler kati bir inkâr şeklinde karşılık görüyorlardı. Yakubilerde cemaat esrarını öğrenmek hakkı, ancak evlenmek ile kazanılırdı. Hâlbuki Osman Baba müritleri, 13 yaşına gelen çocuklarlarına ibadetleri ve dini merasimleriyle inançlarını öğretirlerdi.

Son zamanlara kadar bu üç zümre (Yakubi, Karakaşi ve Kapani olarak anılmaktadırlar.) varlığını korumuş ama aralarında ki ayrı ve gayrılık devam edip gitmiştir. Kendi içlerinde de aristokrat – avam ayrımı vardı. Cemaat dışından biri ile (mesela gerçek bir Müslüman ile) evlenenler aforoz edilirdi. Böyleleri “kararmış”diye anılırdı. Tabii şimdi bu kural artık kullanılmıyor. Bir sabetayist’in bir Müslüman ile evlenmesi normal görülüyor.

Bu üç zümreyi 19.asırda üç ünlü ve zengin aile temsil etti. “İzmirliler” Selanik Belediye Başkanı Hamdi Bey’in ismine, “Yakubiler” Karakaş ailesine, “Osman Babacılar” ise Kapancılara biat etmişti. Hepsi eğitime çok önem veriyordu. Selanik’te kurdukları Fevziye (Şişli) Terakki ve Işık adında açtıkları okullarda üst düzey eğitim veriliyordu. Meşrutiyete öncülükte, Masonik örgütlenmelerde, İttihat ve Terakki Partisi içinde hep etkin oldular.

Balkan savaşı ve ardından gelen göç nedeniyle bu cemaat fiilen dağıldı. Toparlanma çabaları sonuçsuz kaldı. 1924’te Rüştü Karakaş, Selaniklileri temsilen TBMM’ne verdiği bir dilekçe ile “Bu gizli cemaat ve mezhebin feshini Türk ve Müslüman nüfusla harman edilmesini” talep etti. Yeni nesil kendi günah ve kusuru olmadan, mazinin üstlerine bastığı bu ayrılık damgasından ve işitmeyi hiç sevmedikleri “Dönme” unvanından bir an evvel kurtulmak istiyordu.

NOTLAR

1.      Not:  Yahudi yazarlar, Sabetay hareketini, merkezi Yahudiliğe toz kondurmadan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir hareket gibi gösterirler. Yani “dini olmaktan ziyade padişahın otoritesine karşı siyasi bir hareket” ve bu hareket Yahudilere karşı “bugün de var olan güvensizliğin başlangıç miladı” olarak kabul edilir.
2.      Not: 1828-29 yıllarında Bergama civarında dolaşan Mac Farlane adlı bir seyyah, “Trahalla” adında bir Dönme köyü gördüğünü yazıyor. Tip itabiriyle Sami ırkına mensup bu köylülerin buraya iş gereği İzmir’den göç ettikleri tahminini yürütüyor.
3.      Not: Sabetayist aileler genellikle Ege, Akdeniz ve Marmara bölgesinde çoğunlukla yaşarlar. Tabii şu zaman için ne kadar da asimile olsalarda hala sabetayist geleneklerini devam ettiren aileler vardır. Sabetayist aileler genellikle İstanbul ve İzmir’de çoğunluktadırlar. İl ismi vermek gerekirse; Edirne, Antalya, Manisa, İzmir, İstanbul, Denizli(azınlıkta) gibi şehirlerde ikamet etmektedirler.

Şimdi gelelim bir diğer konumuza; Sabetayistlerin mezarlığında ki Bülbülderesinde yatan kişilerin veya mezar taşlarında yatan soyadların isim listesini vermeye.

NOT: Burada verdiğimiz soyadları sabetayistlerin mezarlıklarında yatan kişilerin soyadlarından alınmıştır. Tabii buradaki bütün soyadlarına sabetayist diyemeyiz, içlerinden bazı aileler hatta çoğu aile asimile olmuş artık tamamen Müslüman olmuşlardır. Hatta içlerinden, birçok aile desek daha doğru olur; sabetayist kökenli bir aileden geldiğini bile bilmez. Burada verdiğimiz soyadları Akdeniz, Marmara ve Ege kökenli soyadlarıdır. Eğer sizin soyadınız varsa ve siz Adıyaman gibi bir şehirde doğmuşsanız ve kökünüz Adıyaman’sa 3-4 soy ötesi yani siz sabetayist sayılmazsınız. Ama İzmir'de doğup da 3-4 ceddi izmirde olan ve bu listede soyadı olan kişinin kökü tamamen sabetayist kökenlidir. Özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde doğup da soyu bu bölgelerde olanlar tamamen sabetayist kökenlidir. Tarih araştırmaları yapar iken bu soyadları çıkmıştır karşımıza. İsteyen kişiye mail yoluyla belge gönderebiliriz.

BÜLBÜLDERESİ KABRİSTANINDA Kİ MEZAR TAŞLARINDA YER ALAN SOYADLARI LİSTESİ
NOT: (-men), (-man,) (-er), (-ar), (-gen), (-gan), (-an), (-bay) ve (-el) gibi eklerin sıklıkla ve bir şifre olarak kullanıldığına dikkat ediniz.
Bülbürderesi Mezarlığındaki (-men) ekli sabetaycı ailelerin soyadları.
  1. ANTMEN Ailesi
  2. DENİZMEN Ailesi
  3. DİKMEN Ailesi
  4. DİKMENOĞLU Ailesi
  5. DİŞMEN Ailesi
  6. EGEMEN Ailesi
  7. EKEMEN Ailesi
  8. GERMEN Ailesi
  9. GÖKMEN Ailesi
  10. IDEMEN Ailesi
  11. IŞMEN Ailesi
  12. KERMEN Ailesi
  13. KÖKMEN Ailesi
  14. ÖĞÜTMEN Ailesi
  15. ÖZDİKMEN Ailesi
  16. ÖZMEN Ailesi
  17. SİRMEN Ailesi
  18. SÜTMEN Ailesi
  19. TOPÇİMEN Ailesi
  20. TÜFEKMEN Ailesi

Bülbülderesi Mezarlığındaki (-man, -an) ekli sabetaycı ailelerin soyadları
  1. ACIMAN Ailesi
  2. AKOSMAN Ailesi
  3. ARMAN Ailesi
  4. ATAMAN Ailesi
  5. CÜMAN Ailesi
  6. DARMAN Ailesi
  7. DERMAN Ailesi
  8. DORMAN Ailesi
  9. ERMAN Ailesi
  10. FERMAN Ailesi
  11. HEKİMAN Ailesi
  12. KORMAN Ailesi
  13. ÖZERMAN Ailesi
  14. PAKMAN Ailesi
  15. PAKERMAN Ailesi
  16. SAKMAN Ailesi
  17. SEZERMAN Ailesi
  18. SİLMAN Ailesi
  19. SİRMAN Ailesi
  20. MAN Ailesi
  21. SOMAN Ailesi
  22. TABUMAN Ailesi
  23. UÇMAN Ailesi
  24. ULUMAN Ailesi
  25. YALMAN Ailesi

Bülbülderes Mezarlığındaki (-er) ekli sabetaycı ailelerin soyadları
  1. ACUNER Ailesi
  2. AKDİNÇER Ailesi
  3. AKER Ailesi
  4. ALEVER Ailesi
  5. ALTINER Ailesi
  6. ATAMER Ailesi
  7. ATİKER Ailesi
  8. AYFER Ailesi
  9. AYKER Ailesi
  10. AYKOLER Ailesi
  11. BALER Ailesi
  12. BAŞARANER Ailesi
  13. BAŞER Ailesi
  14. BAYER Ailesi
  15. BERKER Ailesi
  16. BİRDER Ailesi
  17. ÇEÇENER Ailesi
  18. CEYLANER Ailesi
  19. CİZER Ailesi
  20. COŞKUNER Ailesi
  21. EDGÜER Ailesi
  22. ERPUL Ailesi
  23. ERALP Ailesi
  24. ERALTAN Ailesi
  25. ERBELGER Ailesi
  26. ERBİBER Ailesi
  27. ERBÜTÜN Ailesi
  28. EREL Ailesi
  29. EREM Ailesi
  30. ERER Ailesi
  31. ERESEN Ailesi
  32. ERESİN Ailesi
  33. ERGAY Ailesi
  34. ERGİN Ailesi
  35. ERGÜÇ Ailesi
  36. ERHAT Ailesi
  37. ERİŞ Alesi
  38. ERKORKUT Ailesi
  39. ERKUN Ailesi
  40. ERKUT Ailesi
  41. ERLER Ailesi
  42. ERSUNAY Ailesi
  43. ERTEDEMİR Ailesi
  44. ERTEK Ailesi
  45. ERTEM Ailesi
  46. ERTETİK Ailesi
  47. ERTEN Ailesi
  48. ERŞAHİN Ailesi
  49. ERŞEN Ailesi
  50. ERTÜRK Ailesi
  51. GENCER Ailesi
  52. GENÇER Ailesi
  53. GÜNER Ailesi
  54. KOÇER Ailesi
  55. NARTER Ailesi
  56. ÖLÇER Ailesi
  57. ONBİNER Ailesi
  58. ÖDER Ailesi
  59. ÖRER Ailesi
  60. ÜRER Ailesi
  61. SAKER Ailesi
  62. SARIER Ailesi
  63. SELER Ailesi
  64. TOKER Ailesi
  65. YETER Ailesi
  66. YILMAZER Ailesi
  67. SUNER Ailesi
  68. YÖNTER Ailesi
Bülbürderesi Mezarlığındaki (-el) ekli sabetaycı ailelerin soyadları

1.      AKSEL Ailesi
2.      AKTEL Ailesi
3.      DEMİREL Ailesi
4.      DENEL Ailesi
5.      CÜMBÜŞEL Ailesi
6.      ELÇİN Ailesi
7.      ELÖVE Ailesi
8.      EMSEL Ailesi
9.      EZEL Ailesi
10.  GÖKSEL Ailesi
11.  GERÇEL Ailesi
12.  GÜRDEMİREL Ailesi
13.  GÜRSEL Ailesi
14.  INSEL Ailesi
15.  KANDEL Ailesi
16.  ÖNCEL Ailesi
17.  ÖZBEL Ailesi
18.  SÜREL Ailesi
19.  TUNCEL Ailesi
20.  TÜNEL Ailesi
21.  TÜREL Ailesi
22.  ÜNEL Ailesi
23.  YONSER Ailesi
24.  TÖRÜSEL Ailesi
25.  UĞUREL Ailesi

Bülbürderesi Mezarlığındaki (-bay) ekli sabetaycı ailelerin soyadları

1.AKBAY Ailesi
2.BAYDAR Ailesi
3.BAYDIN Ailesi
4.BAYKAL Ailesi
5.BAYTAR Ailesi
6.ÖZBAYDAR Ailesi
7.YURTBAY Ailesi


Ve diğer Aile soyadları:

1.ACAR Ailesi
2.AĞAOĞLU Ailesi
3. AĞA Ailesi
4. ADAR Ailesi
5. AKAGÜN Ailesi
6. AKAL Ailesi
7. AKALTIN Ailesi
8. AKAN Ailesi
9. AKASLAN Ailesi
10. AKBAŞ Ailesi
11. AKBİL Ailesi
12.AKBÖRÜ Ailesi
13. AKÇİL Ailesi
14. AKDURAN Ailesi
15. AKGÜN Ailesi
16. AKKANAT Ailesi
17. AKSAZ Ailesi
18. AKKUM Ailesi
19. AKOY Ailesi
20. AKYEPE Ailesi
21. AKYOL Ailesi
22. AKYÜZ Ailesi
23. ALKAN Ailesi
24. ALFAN Ailesi
25. ALPGÜNAY Ailesi
26. ALSANCAK Ailesi
27. ALTAY Ailesi
28. ALTIN Ailesi
29. AMBARCI Ailesi
30. ANAFARTA Ailesi
31. ARASIL Ailesi
32. ARABACI Ailesi
33. ARCAN Ailesi
34. ARIĞ Ailesi
35. ARI YÖRÜK Ailesi
36. ARSLAN Ailesi
37. ARISAL Ailesi
38. ATAKOL Ailesi
39. ATALAR Ailesi
40. ATAM Ailesi
41. ATATÜR Ailesi
42. ATAY Ailesi
43. ATEŞ Ailesi
44. AYKUT Ailesi
45. AYTUN Ailesi
46. AYZİT Ailesi
47. BABACAN Ailesi
48. BAHA Ailesi
49. BAKAL Ailesi
50. BAKAR Ailesi
51. BALKAN Ailesi
52. BALKANLI Ailesi
53. BARAN Ailesi
54. BARDA Ailesi
55. BARUTÇU Ailesi
56. BASMACI Ailesi
57. BAŞAL Ailesi
58. BAŞARAN Ailesi
59. BAŞOK Ailesi
60. BAYRAKTAR Ailesi
61. BELGÜ Ailesi
62. BELLER Ailesi
63. BENGİSU Ailesi
64. BERİ Ailesi
65. BETİL Ailesi
66. BEYKONT Ailesi
67. BİBER Ailesi
68. BİLAN Ailesi
69. BİLDACI Ailesi
70. BİLEN Ailesi
71. BİLER Ailesi
72. BİLGE Ailesi
73. BİLGET Ailesi
74. BİLGİLİ Ailesi
75. BİLGÖR Ailesi
76. BİLİMLİ Ailesi
77. BİLKUR Ailesi
78. BİLLİSOY Ailesi
79. BİRBEN Ailesi
80. BİRCED Ailesi
81. BİRCET Ailesi
82. BİREN Ailesi
83. BİRİNCİKONUK Ailesi
84. BİROL Ailesi
85. BİTEK Ailesi
86. BLEDA Ailesi
87. BODUROĞLU Ailesi
88. BOYSAN Ailesi
89. BÜKE Ailesi
90. BUMİN Ailesi
91. BURSİN Ailesi
92. BÜYÜKDOĞANAY Ailesi
93. BÜYÜKOL Ailesi
94. BÜYÜKTANKAYA Ailesi
95. BÜYÜKTUNCA Ailesi
96. CEYLAN Ailesi
97. ÇAĞDAŞ Ailesi
98. ÇAĞRICI Ailesi
99. ÇAKIR Ailesi
100. ÇALDIRAN Ailesi
101. ÇAMURAN Ailesi
102. CANAL Ailesi
103. CANATAN Ailesi
104. CANITEZ Ailesi
105. ÇANKAYA Ailesi
106. ÇANKAYAOĞLU Ailesi
107. CANLISOY Ailesi
108. ÇAVUŞOĞLU Ailesi
109. ÇELİKKOL Ailesi
110. ÇENİKÇİ Ailesi
111. CERCİS Ailesi
112. CEZZAR Ailesi
113. ÇİFÇİOĞLU Ailesi
114 CİNOĞLU Ailesi
115. CİYAVİL Ailesi
116. ÇIKRIKÇI Ailesi
117. CÖMERT Ailesi
118. DAĞLI Ailesi
119. DAYIOĞLU Ailesi
120. DEĞERLİ Ailesi
121. DERTLİ Ailesi
122. DEVİRDİ Ailesi
123. DİLBER Ailesi
124. DİLMAÇ Ailesi
125. DİNÇ Ailesi
126. DOLUNAY Ailesi
127. DORSAY Ailesi
128. DERTKÖŞE Ailesi
129. DUHANİ Ailesi
130. DUMAN Ailesi
131. DÜNDAR Ailesi
132. EĞİNLER Ailesi
133. EDİS Ailesi
133. EDİŞ Ailesi
134. EHAT Ailesi
135. EKİN Ailesi
136. EKİNCİ Ailesi
137. EMİLLİ Ailesi
138. EMİNOĞLU Ailesi
139. EMSEM Ailesi
140. ERCAN Ailesi
141. ERDAL Ailesi
142. EREN Ailesi
143. ERENLER Ailesi
144. ERSİN Ailesi
145. ESGEÇ Ailesi
146. ESİM Ailesi
147. ESİN Ailesi
148. ESRİGÜN Ailesi
149. ETAN Ailesi
150. ETKİN Ailesi
151. EVİN Ailesi
152. EVİZİ Ailesi
153. EVREN Ailesi
154. EVRENK Ailesi
155. FELEK Ailesi
156. FİŞEKÇİ Ailesi
157. FİKRİĞ Ailesi
158. GEMİCİ Ailesi
159. GEN Ailesi
160. GENÇ Ailesi
161. GENÇOĞLU Ailesi
162. GENÇOĞUZ Ailesi
163. GER Ailesi
164. GEREN Ailesi
165. GEVGİLİLİ Ailesi
166. GİRGİN Ailesi
167. GÖKÇEN Ailesi
168. GÖKER Ailesi
169. GÖKSU Ailesi
170. GÖKSUN Ailesi
171. GÖKŞEN Ailesi
172. GÖKŞİNGÖL Ailesi
173. GÖNÇ Ailesi
174. GONCA Ailesi
175. GÖRÇEK Ailesi
176. GÖRK Ailesi
177. GÖRÜNGEÇ Ailesi
178. GÖZEN Ailesi
179. GÜL Ailesi
180. GÜLLECİ Ailesi
181. GÜN Ailesi
182. GÜNAY Ailesi
183. GÜNEY Ailesi
184. GÜNKUT Ailesi
185. GÜNSAV Ailesi
186. GÜNSELİ Ailesi
187. GÜRATAY Ailesi
188. GÜRDAL Ailesi
189. GÜRIŞIK Ailesi
190. GÜRSAN Ailesi
191. GÜVENTÜRK Ailesi
192. GÜZEKİN Ailesi
193. HARMANCI Ailesi
194. HACIHİMMETOĞLU Ailesi
195. HAMARAT Ailesi
196. HASCAN Ailesi
197. HAYLAMAZ Ailesi
198. HISIM Ailesi
199. HOŞGEL Ailesi
200. HUN Ailesi
201. HURŞİTOĞLU Ailesi
202. HÜROL Ailesi
203. IÇÖZÜ Ailesi
204. ILKİN Ailesi
205. IMİLİ Ailesi
206. IMRE Ailesi
207. IMREN Ailesi
208. INCE Ailesi
209. İPEKÇİ Ailesi
210. IRIŞIK Ailesi
211. IYIBİLEK Ailesi
212. KADI Ailesi
213. KADIOĞLU Ailesi
214. KABAY Ailesi
215. KAFADAR Ailesi
216. KAHYA Ailesi
217. KALYONCU Ailesi
218. KAPANCI Ailesi
219. KAPTANA Ailesi
220. KAPTANOĞLU Ailesi
221. KARAAKIN Ailesi
222. KARAASLAN Ailesi
223. KARAKAŞ Ailesi
224. KARANFİL Ailesi
225. KARAOKÇU Ailesi
226. KARUL Ailesi
227. KARYÜZ Ailesi
228. KASAPOĞLU Ailesi
229. KAVREM Ailesi
230. KAYATÜR Ailesi
231. KAYMAK Ailesi
232. KAYMAKÇI Ailesi
233. KAZMİRCİ Ailesi
234. KENT Ailesi
235. KILIÇÇI Ailesi
236. KILIÇERLİ Ailesi
237. KIZILTUĞCA Ailesi
238. KİBAR Ailesi
239. KİREÇÇİ Ailesi
240. KOR Ailesi
241. KORAY Ailesi
242. KÖSE Ailesi
243. KÖSEM Ailesi
244. KÖSEOĞULLARI Ailesi
245. KOYUNCU Ailesi
246. KOYUNCUOĞLU Ailesi
247. KÖNİK Ailesi
248. KÖYLÜOĞLU Ailesi
249. KUBİLAY Ailesi
250. KUBLAY Ailesi
251. KÜLAHLI Ailesi
252. KUNAL Ailesi
253. KIZILGÜL Ailesi
254. KUŞCU Ailesi
255. KURBAN Ailesi
256. LAÇİN Ailesi
257. LALELİ Ailesi
258. MADRA Ailesi
259. MALTA Ailesi
260. MAYADAĞ Ailesi
261. MELEK Ailesi
262. MESCİ Ailesi
263. MESCİOĞLU Ailesi
264. MESCİYE Ailesi
265. MESTÇİ Ailesi
266. METE Ailesi
267. MİNİSKER Ailesi
268. MORAN Ailesi
269. MÖREKLİ Ailesi
270. MÜFTÜOĞLU Ailesi
271. MUTLU Ailesi
272. MISIRLI Ailesi
273. MISIRLIOĞLU Ailesi
274. NASIR Ailesi
275. NAZLI Ailesi
276. NEVBER Ailesi
277. NİLLİ Ailesi
278. NÖVBER Ailesi
279. NURTOPU Ailesi
280. ÖGE Ailesi
281. ÖĞET Ailesi
282. ÖĞÜT Ailesi
283. OGAN Ailesi
284. ONUR Ailesi
285. ÖNÜR Ailesi
286. ORAY Ailesi
287. ORTAÇ Ailesi
288. ORUNTAK Ailesi
289. OYMAK Ailesi
290. ÖTGÜNÇ Ailesi
291. ÖZALTAN Ailesi
292. ÖZANT Ailesi
293. ÖZARAL Ailesi
294. ÖZATAY Ailesi
295. ÖZBABACAN Ailesi
296. ÖZBİLEK Ailesi
297. ÖZBİLGİN Ailesi
298. ÖZBİRİCİK Ailesi
299. ÖZKAN Ailesi
300. ÖZCENGİZ Ailesi
301. ÖZÇUBUKÇU Ailesi
302. ÖZDAL Ailesi
303. ÖZDEMİR Ailesi
304. ÖZDEMİRLER Ailesi
305. ÖZDEN Ailesi
306. ÖZDİREN Ailesi
307. ÖZEN Ailesi
308. ÖZER Ailesi
309. ÖZERDEM Ailesi
310. ÖZEREN Ailesi
311. ÖZGEN Ailesi
312. ÖZGİRGİN Ailesi
313. ÖZGÖRENER Ailesi
314. ÖZGÜL Ailesi
315. ÖZMETE Ailesi
316. ÖZTAŞ Ailesi
317.ÖZVER Ailesi
318. PAKELLİ Ailesi
319. PAKİN Ailesi
320 PAKOY Ailesi
321. PAKSEVER Ailesi
322 PAKSOY Ailesi
323. PAKYÜZ Ailesi
324. PALACAN Ailesi
325. PAMUK Ailesi
326. PAYZIN Ailesi
327. PEKİN Ailesi
328. PEYMANÇAKIR Ailesi
329. SAĞ Ailesi
330. SALDAK Ailesi
331. SALMA Ailesi
332. SAN Ailesi
333. SANCAKTAR Ailesi
334. SANDALCI Ailesi
335. SANTUR Ailesi
336. SARGUN Ailesi
337. SARP Ailesi
338. SARIDENİZ Ailesi
339. SATKIN Ailesi
340. SAYGIN Ailesi
341. SAYGUN Ailesi
342. SEFEROĞLU Ailesi
343. SELEM Ailesi
344.SERPEN Ailesi
345. SERPİL Ailesi
346. SEVAL Ailesi
347. SEVAND Ailesi
348. SEVER Ailesi
349. SEVİŞ Ailesi
350. SEYAL Ailesi
351. SEYDİ Ailesi
352. SEYNUR Ailesi
353. SEZEN Ailesi
354. SEZGİN Ailesi
355. SİRMAY Ailesi
356. SOFYALILAR Ailesi
357. SOLAKOĞLU Ailesi
358. SOMAY Ailesi
359. SOMER Ailesi
360. SONAL Ailesi
361. SONANT Ailesi
362. SOYARSLAN Ailesi
363. SOYDAN Ailesi
364. SOYSAL Ailesi
365. SUNAM Ailesi
366. SUNTAY Ailesi
367. SUNTEKİN Ailesi
368. SÜSER Ailesi
369. SÜSLÜOĞLU Ailesi
370. SUSMUŞOĞLU Ailesi
371. ŞENCAN Ailesi
372. ŞENSOY Ailesi
373. ŞAHİNALP Ailesi
374. ŞAMLIOĞLU Ailesi
375. ŞİŞLİ Ailesi
376. ŞUHUBİ Ailesi
377. TALU Ailesi
378. TAMEL Ailesi
379. TAMTÜRK Ailesi
380. TAN Ailesi
381. TANCA Ailesi
382. TANGÜNER
383. TANIR Ailesi
384. TANGA Ailesi
385. TANGI Ailesi
386. TANKAYA Ailesi
387. TANSU Ailesi
388. TAMEROĞLU Ailesi
389. TOGAY Ailesi
390. TOKAY Ailesi
391. TOKSES Ailesi
392. TOKGÖZ Ailesi
393. TONER Ailesi
394. TOPARLAK Ailesi
395. TÖREDİ Ailesi
396. TUĞLAN Ailesi
397. TUĞLAY Ailesi
398. TUĞTEKİN Ailesi
399. TUNCELLİ Ailesi
400. TUNCER Ailesi
401. TUR Ailesi
402. TURAÇ Ailesi
403. TÜREDİ Ailesi
404. TURHAN Ailesi
405. TÜRKÖLEMEZ Ailesi
406. TÜZECAN Ailesi
407. UÇKAN Ailesi
408. ÜLGEN Ailesi
409. ÜLGER Ailesi
410. ÜLKENLİ Ailesi
411. ULUKUT Ailesi
412. ULUÖZ Ailesi
413. ULUSAN Ailesi
414. ULUSKAN Ailesi
415. ULUSOY Ailesi
416. ULUTAŞ Ailesi
417. ÜNLÜSOY Ailesi
418. URAS Ailesi
419. ÜRKÜN Ailesi
420. ÜRÜN Ailesi
421. USMANGİL
422. ÜSTÜNGÖR Ailesi
423. UŞEN Ailesi
424. ÜZENLİ Ailesi
425. VERAL Ailesi
426. YAL Ailesi
427. YALINÇETİN Ailesi
428. YALTI Ailesi
429. YASA Ailesi
430 YASSITEPE Ailesi
431. YAYALAR Ailesi
432. YAZGAN Ailesi
433. YENEN Ailesi
434. YEŞİLDAL Ailesi
435. YUVALIOĞLU Ailesi
436. YÜCESAN Ailesi
437. ZADİŞ Ailesi
438. ZEYBEK Ailesi
439. ZEKAVET Ailesi
440. ZEREN Ailesi
441. ZORLUKOL Ailesi
442. ZORLUUYSAL Ailesi

Bülbürderesi mezarlığının toplamda 4 tane giriş kapısı var.

Bir tanesi deniz tarafına bakıyor. Bu kapı devamlı koruma altında. Giriş çıkışlar kontrollü. Fevziye Hatun Camii’nin hemen sağ tarafında biraz içeride yer alıyor. Ana giriş burası. Girişin hemen sağında Müslüman mezarları göze çarpıyor. Ancak toprak patika yolu takip ettiğiniz zaman az ileride Sabetaycı mezarlı başlıyor

İkinci giriş ise, Selanikliler Sokağı’nın yokuşunda, az ileride hemen dönemeç başlangıcı olan yerde solda. Bu kapı ise saat 16:00 gibi kapatılıyor. Bu girişten araba ile giriş yapılabiliyor. Daha doğrusu, vasıta ile girilebilecek tek giriş burası. Girişte sağ ve solda Müslüman ve Sabetaycı mezarlı kare olarak yer alıyor. Ama genelde Sabetaycı. Buradan girişle yol sağa kıvrılıyor ve az ileride de Sabetaycı mezarları tüm ihtişamlarıyla yerlerini alıyorlar. Solda ise sinagog görevi gören o meşhur derme, çatma kulübe var.

Üçüncü giriş ise, küçük bir kapıdan. Burası ne hikmetse devamlı kapalı ve kilitli. Burası mezarlığın Selanikliler Sokağına bakan yönünde değilde, diğer yönde; bir başka deyişle Parkın içinden ilerlediğiniz zaman önünüze çıkan ilk sokaktan sağa saptığınızda göreceksiniz. (Oto tamircisinin hemen yanında.) Bu kapı direk olarak Sabetaycı mezarlıklarına açılıyor.

Dördüncü giriş ise, biraz tepede. Buraya hem 3.kapının oradaki sokağı izleyerek; hem de diğer yönden (Selanikliler Sokağından) gelebilirsiniz. Ancak her iki ihtimalle de yokuş tırmanmanız şart. Bu kapıdan da eskiden vasıtayla giriş yapılabiliyormuş ancak şimdi kullanılmıyor ve 24 saat kapalı. Kapıdan içeri baktığınızda, görüş mesafesinin iyi olduğu zamanlarda az ileride Osman Nevres’in (Hasan Tahsin) mezarını görebilirsiniz. Ancak kendisi orada değilmiş. Gerçek mezarı İzmir’deymiş. Kapının en önünde ise şimdilik “Eralp” ailesi yatmakta. Buraya ek bir bilgi yazıyorum: Eğer gözleriniz uzağı iyi görebiliyorsa ileride gördüğüm kadarıyla Ege ve Akdeniz eşrafından Kurban ailesinin fertleri yatmakta. Ama çoğu mezarlar yıkık ve dökük. Artık pek uğranılan yer değil. Veya bazı ailelerin fertleri Sabetaycı geleneklerini unutup artık tamamen Müslüman olmuşlar. Veya bazıları hala devam ettiriyor ama mezarlıklara pek uğradıkları yok. Bu kapının girişinin sağ tarafında eskiden metruk ufak bir kulübe vardı. Çok affedersiniz ama tuvaletten bile beter bir yerdi. İnek bağlasanız durmazdı. Şimdilerde ise, orayı düzenlemişler. Üstünde bir taş yazmışlar: “Bülbürderesi Mezarlığı Koruma Derneği”(!)

Sorarım sizlere; Türkiye’de hangi mezarlığın koruma derneği var? Hangi mezarlıklara giriş ve çıkışlar devamlı kontrol altındadır. Hangi mezarlıkların çoğu girişleri devamlı olarak koca kilitlerle kapalıdır? Sorarım sizlere?